Diyar Pala

1981 yılında, Birleşik Krallık’ta bir Türk ailesinin oğlu olarak dünyaya gelen Diyar Pala, ailesinin dört çocuğu arasında en büyüğüdür. Pala, henüz çocuk yaşlarında iki farklı kültür arasında kalmanın kimlik mücadelesiyle tanışmıştır. Bu çeşitlilik, zengin bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olmuş olsa da çocukluğu boyunca bir takım istikrar sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Ailesi, ülkelerindeki kötü yaşam standartları nedeniyle daha iyi şartlarda çocuklarını büyütme düşüncesiyle İngiltere'ye göç etmişti. İlk yıllarında, ailesinin sıkça ev değiştirmek zorunda kalması sebebiyle tam 7 kez okul değiştirdi. Sürekli taşınmak zorunda kalacakları fikri zihnine yerleştiği için derslerine odaklanmak onun için iyice zorlaşmıştı. Yaşamın daki tutarsızlıklar tam normale dönmeye başladığı ve kalıcı dostluklar kurmayı başardığı bir zamanda, ailesi Diyar’ı memleketleri olan Trabzon’a gönderme kararı aldı. Hedefleri oğullarının Kur'an kursuna gidip orada İslam dinine yönelik bir eğitim almasıydı. Ailesinin kararına uyarak Trabzon'a gidip eğitimini almaya başladı. Zaman içerisinde hocaları tarafından parlak vokal becerilerinin keşfedilmesiyle birlikte, kendisinden köy camisinde ezan okuyup müezzinlik yapması istendi. Klasik İslam Tecvid uygulamaları ile vokal becerilerini daha da geliştiren Diyar Pala, yıllar geçtikçe aile özlemini dindiremeyip bir kez daha İngiltere’nin yolunu tuttu. İngiltere’ye döndüğünde Kingsland Orta Okulu'nda orta öğrenimini tamamlayarak moda okumak üzere Waltham Forest kolejinde öğrenimine devam etti. Orada Eğitiminin ilk yılını tamamladıktan kısa bir süre sonra derslerin ona artık cazip gelmediğini fark ederek, alternatif eğitim seçenekleri aramaya karar verdi. Diyar spora olan ilgisini takip etmek isterken, dayısı Londra'da bir dükkan açıp kendisini çalışmaya ikna etti. 9 ay süren iş tecrübesi boyunca kendi iç dünyasıyla yüzleşen Diyar, bir sanatçı olarak hayatına devam etmek istediğine karar verdi. Yirmili yaşlarının başında bir arkadaşının tavsiyesi üzerine oyunculuk yaparak gelir elde edebileceğine karar verdi. Çok geçmeden bir cast ajansına kayıt olan Diyar Pala, “V for Vendetta”, “Truva”, “Alexandra” ve “The Golden Compass” gibi filmlerde yan rollerde yer almayı başarır. Ayrıca “The Bill”, “East Enders”, “Hotel Babylon”, “Bad Girls” ve “Holby City” gibi bir çok dizide ufak rollerde yer alan Diyar Pala, 7 yıl boyunca ‘Dion D Pala’ adıyla TV ekranlarında boy gösterdi. Bu süre içerisinde, oyunculuk becerilerini geliştirmek için City and Islington koleji'nde Drama okumaya devam etti. Uzun süren oyunculuk tecrübesinin yanında kendine de vakit ayırmayı ihmal etmeyen Diyar Pala, yaşamının en etkileyici ve en önemli deneyimlerini yaptığı seyahatlerden elde etti. Japonya, Tayland, Kamboçya, Türkiye ve Avrupa'nın birçok yerine yaptığı seyahatler Diyar Palayı etkileyerek kendine özgü müzikal tarzını bulmasında rehber oldu. Sinema ve TV sektörüyle derin bağlar kuran Diyar, diğer taraftan kendine keyif alabileceği yeni bir kariyer arayışı içerisine girmişti. 1995 yılında büyük ses getiren Türkçe sözlü Rap müziğin öncüsü olmayı başarmış Cartel grubunun dinleyicisi olarak büyüdüğü için Rap müziğe yoğun ilgi duyuyordu. 23 yaşında Diyar arkadaşları ile bir müzik grubu kurmak istedi,. Tüm yetenekleri bir araya getirerek güçlü bir albüm oluşturmayı hedefliyordu. Ne yazık ki planlaması kolay ancak gerçekleştirmesi zor olan projelere daha temkinli yaklaşılması gerektiğini zor yoldan öğrendi. Yüksek motivasyonla başladıkları proje, çeşitli anlaşmazlıklar sebebiyle günden güne amacından uzaklaşarak üreticiliğini yitirdi ve sona erdi. Tüm bu olumsuz tecrübelere rağmen Diyar müzik yapmaya devam etmek istiyordu ve yaklaşık 1 yıl kadar sonra solo kariyerine başlama kararı aldı. Kendi projeleri üzerinde çalışmaya başlayan Diyar, müzik hayatının inşası için hayati adımlar atarak; yeraltı Rapçiler ve üreticiler ile İzmir’de bir araya gelmek üzere, Türkiye'nin yolunu tuttu. Kişisel yönleri üzerine şarkılar yazmaya başlayan Diyar Pala, bahsettiklerinin kendi neslinin dikkatini çekebileceğini fark etti. Kendisini anlayabilecek ve bağ kurabileceği bir kitle oluşturmak istiyordu Türkiye'de kaldığı süre içinde, farklı sanatçılar ile bir araya gelerek devam eden işbirlikleri ve denemeler sayesinde ortaya eşsiz bir sound çıkmıştı. 2007 yılında, Diyar Türkiye ve Avrupa genelinde genç Türk dinleyiciler arasında popüler olan "Yeni Bir Flow" albümünü piyasaya sürdü. Diyar Pala adı ve ünü giderek büyüyordu. Arabesk, R&B. reggae ve Rap müziği harmanlayan bir tarz üretmişti. Bu ilk başarının ardından büyüyen hayran kitlesinden gelen yoğun talep üzerine daha fazla üretmeye teşvik edilen Diyar Pala, dinleyicilerine günün koşullarına göre en iyi albümü sunabilmek için iki yıllık yoğun bir çalışmaya imza attı. Çabalarının sonucu olarak ikinci albümü “Orijinal” ortaya çıkmış oldu. 2010 yılında, Amerikan Billboard Dergisi dünya çapında bağımsız sanatçılar kategorisinde Diyar Pala’ya 8 numaradan yer verdi. Diyar’ın popülaritesi internet üzerinden büyümeye devam ederken, aynı yıl içerisinde bir çok yapımcı kuruluştan teklifler aldı. Özgür ve bağımsız yeraltı müziğini yapmaktan keyif alan Diyar Pala zor bir karar aşamasının ardından kitlesine daha sağlam çalışmalar sunmak düşüncesiyle tekliflerden birini kabul etti. 5 yıllık sözleşme imzalayan Diyar Pala, yayın haklarıyla birlikte albüm kayıtlarını teslim etti. Öncelikli olarak Diyar’ın hit parçalarından “Pompalamasyon” parçasına bir remix yapıldı. Original albümünde yer alan diğer şarkılar ve Yeni Bir Flow albümünden de 2 şarkı eklenerek yeni bir albüm oluşturulup piyasaya sürüldü. Pompalamasyon isimli parçaya çekilen video klip internette yayınlandıktan sonra Okan Bayülgen’in sunduğu dönemin popüler TV şovu “Disko Kralı'na konuk olarak davet edilen Diyar Pala büyük beğeni toplamayı başardı. 5 yıllık sözleşmesinin sona ermesinin ardından olduğu gibi bağımsız olarak müzik hayatına devam etme kararı alan Diyar Pala, müzikal ve görsel projeler üretmeye devam etmektedir...